Son çeyrekte açıklanan Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi (TGFE) verileri, gayrimenkul piyasasındaki düşüşün devam ettiğini gösteriyor. Endeks, önceki çeyreğe göre artış göstermiş olsa da, yıllık bazda reel değer kaybı dikkat çekici. Bu durum, genel ekonomik göstergelerle paralellik gösteriyor ve yatırımcıların piyasaya olan bakış açısını etkiliyor. Merkez Bankası verilerine göre, enflasyon dikkate alındığında, emlak sektöründe bir gerileme yaşanıyor. Değer kaybı, farklı gayrimenkul türlerinde farklılık gösteriyor. Ofis ve dükkan gayrimenkullerindeki düşüş oranları çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiyor. Uzmanlar, piyasadaki belirsizliğin ve ekonomik dalgalanmaların bu düşüşü tetiklediğini belirtiyor. Yatırımcılar, bu belirsiz ortamda daha temkinli davranıyor ve risklerini en aza indirmeye çalışıyorlar. Piyasa analizlerine göre, bu düşüşün önümüzdeki dönemde de devam etme olasılığı yüksek.

Dükkan Gayrimenkulünde Reel Değer Kaybı

Dükkan fiyatlarındaki yükseliş, enflasyonun etkisiyle sınırlı kalmıştır. Bir önceki çeyreğe göre artış gözlemlenmesine rağmen, yıllık bazda reel değer kaybı yaşanmaktadır. Bu durum, sektörün zorluklarını ve piyasanın durgunluğunu göstermektedir. Yatırımcılar, mevcut ekonomik koşullarda dükkan emlak yatırımlarına daha temkinli yaklaşmaktadır. Fiyatlardaki artış, nominal olarak değerlendirildiğinde etkileyici görünse de, enflasyonun etkisi dikkate alındığında gerçekte bir düşüş söz konusudur. Bu durum, dükkan gayrimenkul piyasasında bir düzeltme dönemine girildiğine işaret etmektedir. Uzun vadeli yatırımcılar bile bu belirsizliği göz önünde bulundurmalıdır. Piyasanın toparlanması için ekonomik göstergelerde olumlu bir değişimin yaşanması gerekiyor.

Ofis Gayrimenkulünde Düşüş Trendi

Ofis gayrimenkul piyasasında da benzer bir durum söz konusudur. Yıllık bazda kaydedilen nominal artışın, enflasyon karşısında reel bir düşüşe dönüştüğü görülmektedir. Bu durum, ofis gayrimenkul yatırımlarının cazibesini azaltmıştır. Piyasadaki talep azalırken, arz fazlası fiyatlarda düşüşe neden olmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan ofis gayrimenkul stoğu, piyasada rekabeti artırmaktadır. Bu da yatırımcılar için daha düşük getiri beklentisi anlamına gelmektedir. Boş ofis sayısındaki artış, kiralama fiyatlarında da düşüşlere yol açıyor. Bu durum, yeni projelerin de yavaşlamasına ve piyasadaki dengenin yeniden kurulmasına neden oluyor.

Büyük Şehirlerdeki Durum

Ülkenin üç büyük şehrinde incelendiğinde, gayrimenkul fiyatlarında çeyreklik bazda artış görülse de, yıllık bazda düşüşler devam etmektedir. Bu üç şehirde gözlemlenen artış oranları birbirinden farklılık göstermektedir. Farklı şehirlerde, emlak piyasasını etkileyen faktörlerin çeşitliliği, bu farklılıkları açıklamaktadır. Bu nedenle, gayrimenkul yatırımcılarının şehirler arası farklılıkları dikkate almaları gerekmektedir. Yatırım kararları verirken, hem kısa hem de uzun vadeli ekonomik göstergeler ve piyasa dinamikleri dikkatlice analiz edilmelidir. Risk yönetimi, bu belirsiz dönemde yatırımcılar için hayati önem taşımaktadır.